HABERLER

Gıdalarda Tekstür Analizi

bir yıl önce 2531 Okunma
MAKALE 2- Enstrümantal Metot ( Objektif Metot)  
Gıdaların duyusal özellikleri genel olarak görünüş, lezzet ve tekstür olmak üzere üç ana grup altında incelenmektedir. Tekstür, gıda maddelerinin işlenme, raf ömrü ve tüketici tercihlerini etkileyen en önemli kalite kriterlerinden biridir. Gıdaların tekstürel özellikleri üç grupta incelenmektedir;

Mekanik özellikler (sertlik, yapışkanlık, viskozite, elastiklik, bağlılık)
Geometrik özellikler (boyut, şekil özellikleri)
Gıdanın bileşimi ile ilgili özellikler (yağ, nem içeriği gibi)

Tekstür analizleri duyusal ve enstrümantal olarak gerçekleştirilebilmektedir. Ancak duyusal yöntemler subjektif olduğundan, daha duyarlı ve tekrar edilebilir sonuçlar elde edilebilen enstrümantal yöntemler daha çok tercih edilmektedir. Makale'nin
MAKALE “Etikette belirtilmesi zorunlu alerjen bileşenler Ek-8 listesinde yer almaktadır. Bu bileşenler son üründe değişik bir formda olsalar bile, etikette açıkça belirtilmelidirler. Ancak gıda maddesinin ismi, ilgili bileşeni içeriyorsa, ayrıca bir ifadeye gerek yoktur. Bununla birlikte, gıdanın üretiminde kullanılan herhangi bir maddenin kendisi veya değişik formu ürün içinde bulunuyorsa ve bu madde yer alan bileşenlerden oluşuyorsa, bu bileşen etiket üzerinde belirtilir. Alkollü içecekler için de aynı kurallar geçerlidir.”  
Gıda alerjen testleri mevzuatta belirlenmiş şekliyle gıda etiketleme gerekliliklerinin, gıda güvenliğinin ve tüketici sağlığının korunması bakımından tespit edilmesi gerekmektedir. Alerjen tarama gerekliliği ayrıca firmaların hedef pazarları ve ihracattan beklentileri bakımından da önemlidir. Makale'nin

Kırmızı Et Alerjisi

bir yıl önce 1584 Okunma
MAKALE Gün geçmiyor ki yeni bir alerji türü öğrenmeyelim. Kırmızı et alerjisi pek de alışılagelmiş alerji türlerine benzemiyor, kene ısırdıktan sonra ortaya çıkıyor ama diğer alerjiler gibi kaşıntı, karın ağrısı, kusma, ishal, nefes darlığı, bayılma gibi belirtilere yol açıyor. Tüm memeli hayvanların etinde alfa gal (galaktoz-α−1,3-galaktoz oligosakkaridi) isimli bir madde bulunur. Kene ısırığı sonrası kişide alfa gale karşı alerji gelişir ve o zamana kadar kişi sorunsuz bir şekilde memeli hayvanların etlerini tüketebildiği halde alerji geliştikten sonra kırmızı et yediğinde alerjik reaksiyonlar gösterir. Kene ısırığı olmadan da bazı hastalarda kırmızı et alerjisi gelişebilir. Makale'nin
MAKALE 26.01.2017 tarihinde yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği kapsamında toplu tüketim yerlerinde 1/1/2020 tarihinden itibaren alerjen bilgisinin son tüketiciye sunulması zorunlu hale getirilmiştir. Toplu tüketim yeri: gıdanın tüketime hazır hale getirildiği ve tüketilmek üzere son tüketiciye sunulduğu; mobil araçlar veya sabit veya hareketli tezgahlar da dahil olmak üzere hazır yemek hizmeti veren restoranlar, kantinler, okullar ve hastaneler gibi işletmeler olarak tanımlanmıştır. 
Alerjen bildirimi yapılırken Yönetmelikte yer alan ve aşağıda belirtilen 14 alerjen madde esas alınacaktır. Bu bildirim afiş, yazı tahtası, menüler vasıtasıyla yapılabilir.    Yönetmelik 1169/2011 EC direktifleri ile uyumlu olup Avrupa Birliği üyesi ülkelerde de benzer şekillerde uygulanmaktadır. Makale'nin
MAKALE
  Oysa besin intoleransının gelişiminde besinlerin içeriklerine ya da sindirim sistemimizin daha çok enzimatik işlevlerine bağlı özellikler rol oynamaktadır. Besin intoleransının gelişiminde vücudumuzun bağışıklık sisteminin rolü yoktur. Besin alerjilerinden en önemli farkı da budur Ters besin reaksiyonlarının büyük çoğunluğunu da zaten besin intoleransları oluşturmaktadır. Klinik bulgu olarak bulantı, kusma, karın ağrısı, mide de şişkinlik hissi, gaz, karında kramp tarzı ağrılar, yemek borusunda yanma hissi, İshal, baş ağrısı, huzursuzluk ve sinirlilik hali görülebilir.

Her iki hastalıkta klinik bulguların ortaya çıkması için alınan besin miktarı da açısından da farklılıklar bulunmaktadır. Besin alerjilerinde alınan besinin miktarı önemli değildir. Çok az miktarda alınan besinler bile ağır anafilaksi gelişimine neden olabilir. Makale'nin
MAKALE Bakliyat adı verilen gruba hangi besinler girmektedir? Yer fıstığı, soya fasulyesi, kuru fasulye, yeşil fasulye, nohut, bezelye ve mercimek bakliyat olarak adlandırılan besinlerin başlıcalarıdır.

Bakliyat alerjisi nedir? Bakliyat ismi verilen besinlerde bulunan proteinlere karşı bağışıklık sitemi ile ilgili mekanizmalarla oluşan reaksiyonlara denir. Farklı mekanizmalarla ortaya çıkan ve vücudun değişik sistemlerini tutan reaksiyonlar söz konusudur.  
Bakliyat alerjenleri nelerdir? Bakliyatların içinde çok sayıda alerjen bulunmaktadır. Bunların bir kısmı majör proteinler denen alerjiden esas olarak sorumlu olan alerjenlerdir. Bir kısmı ise polenlerle çapraz ilişki gösteren ve daha hafif bulgulara neden olan alerjenlerdir. Bazı alerjenler de solunum yolu ile alındığında, astım ve alerjik rinit (burun alerjisi) gibi hastalıkları tetikleyen alerjenlerdir. Makale'nin
MAKALE Kararlı klor dioksit, balık ve kabuklu deniz ürünleri üzerinde iyi bir antiseptik etkiye sahiptir.Farklı çeşitlerin farklı taze tutma etkileri vardır; Huanggu için oda sıcaklığında 30 ° C, tazeliği (tuhaf koku oluşumuna bağlı olarak) yaklaşık 5 ila 6 saat uzatabilir., levrek için 7 ila 8 saat, gümüş pomfret için 6 ila 7 saat;5 °C'lik düşük bir sıcaklıkta, koruma süresi sarı şarlatan için yaklaşık 60 saat, levrek için 33 saat ve gümüş ponpon için 40 ila 50 saat uzatılabilir.30 ℃ oda sıcaklığında kabuklu deniz tarağı taze tutan istiridye eti için, tazelik (tuhaf koku oluşumuna bağlı olarak) 5 saat uzatılabilir, yeşil istiridye eti 5 ℃ düşük sıcaklıkta 3 saat uzatılabilir, taze- istiridye etinin saklama süresi 24 saat, yeşil deniz tarağı eti 30 saat uzatılabilir. Makale'nin
MAKALE Klor dioksit gazı için üretilmiş tüpler kullanılarak ortamdaki miktarı tayin edilir. Ölçüm tamamlandıktan sonra tüpün üzerindeki renk değişimine göre klordioksit konsantrasyonu okunur. Tüp üreticisinin talimatlarında sonuç ile ilgili herhangi bir düzeltme yapılacak ise (sıcaklık, basınç, nem) ilgili düzeltmeler yapılır ve nihai sonuç hesaplanır.  Bir çok sanayii alanında güvenle kullanılan Klordioksit isimli ürünümüzü incelemek için tıklayınız...
Makale'nin

Klor Dioksit Dozları

2 yıl önce 3183 Okunma
MAKALE KLOR DİOKSİT NEDİR ?

Klordioksit 1900’lü yıllardan bu yana dezenfektan olarak kullanılan bir oksidandır. Mantarlar, algler, mikroplar, virüsler ve patojenlerin moleküler bağlarını zayıflatarak yok edilmesinde çok etkili ve uzun süreli etkisi olan bir dezenfektandır. Klordioksit, geniş pH aralığında etkilidir. Aktif solüsyonu serin ve karanlık yerde saklama koşulu ile yaklaşık 12 ay etkinliğini korur.

HANGİ DEZENFEKSİYONLARDA KULLANILIR ?

Çevreye iyi derecede uyumlu olması her çeşit su şartlandırmasında tereddütsüz kullanımını mümkün kılar. Klordioksit tarımda, hayvancılıkta, sağlık kurumlarında, atık su arıtma sistemlerinde, otellerde, havuzlarda, sanayide, içecek sektörü gibi pek çok sektörde dezenfektan olarak kullanılmaktadır.

AVANTAJLARI NELERDİR ?

Klordioksit, Mükemmel bir bakterisit(E. Makale'nin
MAKALE Sularda koku ve renk oluşturucu bileşikler genellikle inorganik tuzlar (demir-mangan türevleri), sülfür bileşikleri, yosun ve alglerden gelen organik türler ve kirletici kaynaklardan gelen organik bileşiklerin kontaminasyonundan kaynaklanır. Demir ve mangan bileşiklerini de okside edici özelliği olduğundan dolayı oksidasyon ajanı olarak kullanılır, koku ve renk giderme yanında istenmeyen organik bileşiklerin giderilmesinde etkilidir. Klordioksit, organik yüklü atık sulardaki diğer klor bazlı ürünlere göre dezenfeksiyon esnasında trihalojenmetanlar gibi halojenler oluşturmaz. Makale'nin

Tarımda Klordioksit Kullanımı

2 yıl önce 3834 Okunma
MAKALE Klordioksit kullanımı ile sularda bulunan mikroorganizmalar yok edilerek hızlı ve kalıcı dezenfeksiyon sağlanmaktadır.

Klordioksit kullanımı ile tarımsal sulama sistemlerinde suyun dinlendirildiği tank, depolar ve sistemde ki borularda oluşan biyofilm tabakaları, mantarlar, yosunlar, bakteriler, mikroorganizma ve virüsler gibi zararlıların oluşumları önlenerek, ürün kalitesi ve verimin artışı sağlanabilmektedir. Armut, elma ve ayva ağaçlarının ortak problemi ateş yanığıdır. Bu sorun üzünden yüzlerce ağaç telef olur ve kesilir hale gelir. Bunun yanında küllenme, kara kale, memeli pası gibi hastalıklarda ağaçların ölmesine neden olur. Klor Dioksit ile ağaçlara yapılan müdahalelerde bakteriler ve hastalıklar yok olur. 100-115 ppm konsantrasyonundaki Klor Dioksit ile 20-25 günde bir yapılan dezenfeksiyon ağaçların verimini arttırır, bakteri ve hastalıkların yok olmasını sağlar. Makale'nin
MAKALE % 6 lık yem tasarrufu olur.   Bunlara ek olarak depo ve borularda yosun giderici veya biosidal olarak kullanılan ek kimyasal kullanımı kalkar ve bunlar için malzeme – bakım masrafları minimize edilir, maddi kazanç sağlar.       Klor Dioksit ile Kümes hayvanlarının içme suyu dezenfeksiyonu dışında ortam şartlarındaki iyileştirme içinde genel temizlik ile birlikte dezenfeksiyon sağlanır. Makale'nin