Yapılan çalışmalarda tüm dünyada, özellikle tavuklar başta olmak üzere yetiştiriciliği yapılan tüm kanatlı hayvanların bağırsaklarında ve tüketime sunulan kanatlı etlerinde termofilik Campylobacter kontaminasyonu bildirilmiştir. Bu nedenle bu grup etkenler, insan sağlığı açısından önem taşımakta ve kanatlı hayvanlardan insanlara bulaşan bakteriyel zoonoz karakterdeki enfeksiyonlar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Kanatlı hayvanlardan en sık izole edilen Campylobacter türü C. jejuni’dir. C. jejuni daha çok çocuklarda, apandisite benzer karın ağrısı, yüksek ateş, kanlı-pürülan diyare ile seyreden bir enterokolit oluşturur. Bu türün dışında C. coli, C. lari ve C. upsaliensis türlerinin de insanlarda enteritise neden olduğu bilinmektedir.
Yabani kuşlar, çiftlik hayvanları, çiftliklerin bulunduğu bölgeler ve su yüzeyleri Campylobacter türleri için ekolojik bir sistem oluşturmaktadır. Bu mikroorganizmaların doğada bulunması, fekal kontaminasyonun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Özellikle yabani kuşların dışkıları aracılığıyla çevre ve diğer hayvanlar kontamine olabilmektedir.
Campylobacter türleri gelişme koşulları bakımından nispeten zor gelişen mikroorganizmalardır ve çevresel stres koşullarına duyarlıdır. Ortamda normal atmosferik oksijenin bulunması, kurutma, dondurma, ısıl işlem, dezenfeksiyon ve asit koşullar organizmanın gelişmesini olumsuz etkiler; hatta kolaylıkla ölümüne neden olur. Donmuş olarak -20°C 'da 5 hafta canlılığını koruyabilmekle beraber, bu süre oda sıcaklığında bir kaç güne düşmektedir. Gamma radyasyonuna duyarlıdır. Buna göre yeterince pişirilmiş veya ısıtılmış gıdalarda canlı kalma şansı yoktur. +30°C altında gelişemez ve dezenfektanlara karşı dirençsizdir.
Campylobacter enterokoliti yaz ve sonbahar aylarında daha sık görülür. Bakteri koyun, keçi, tavuk, köpek, kedi dışkısında bulunur. Bakteriyi taşıyan hayvanlar asemptomatik veya diyareli olabilir. Bu hayvanların dışkıları ile kesim sırasında etlerine bulaşır. İnsanlar bakteriyi en çok iyi pişmemiş tavuk eti ve pastörize olmamış sütten alırlar. İyi klorlanmamış suların içilmesine bağlı küçük salgınlar olabilir. Hiç bir işlem görmemiş kümes hayvanlarından çapraz kontaminasyon da söz konusudur. Beş yaşına kadar olan çocuklar enfeksiyona erişkinlerden daha yatkındır. İnkübasyon periyodu 2-5 gün kadardır. Bir iki günlük iştahsızlık, kırgınlık, halsizliğin arkasından intestinal semptomlar başlar, ateş yükselir. Diyare, günde beş altı kez, patö kıvamda olabileceği gibi, tamamen sulu veya kanlı pürülan olabilir. Her üç şekli de aynı hastada görmek mümkündür. Karın ağrıları, tüm batına yaygın ve kramp şeklindedir. Apandist zannedilebilir. Seyrek olarak tek başına karın ağrısı veya tek başına gastrointestinal hemoraji ile seyredebilir. Ateş, tifodaki gibi belirgin olabilir. Ender olarak bakteriyemi yapabilir. Ayrıca Campylobacter’lerin endokardit, septik artrit menenjit, abse, salpinjit, Reiter sendromu, hemolitik üremik senrom, prematüre doğum, abortus, neonatal sepsis, lökomid reaksiyon nedeni olabileceği bildirilmiştir. Tedavide öncelikle hastanın su ve elektrolit kaybının giderilmesi gerekir. 5-7 gün süreli antibiyotik tedavisi uygulanır. Antibiyotikler hastalığın devam süresini kısaltır. Hiç antibiyotik verilmezse diyare ve ateş 1-2 hafta sürebilir. Ölüm çok enderdir. Ancak immün yetersizliği olanlarda intestinal kanal dışı yerleşime bağlı olarak ölüm görülebilir.
Gıdalarda C. jejuni aranması ve sonucun var/yok şeklinde verilmesi yaygın olarak kullanılan bir analiz yöntemidir. C. jejuni enfeksiyonlu bireylerin diyarelerinde yüksek sayıda bulunmakla birlikte gıdalardaki sayısı az olduğu için belirlenmesinde zenginleştirme uygulanmaktadır. Ayrıca bakterinin mikroaerofil ortamda gelişmesi, nispeten zor gelişen bir bakteri olması ve refakatçi floranın baskılaması gibi nedenlerle gıdalarda Campylobacter aranması ve varlığının gösterilmesi zor bir uygulamadır ve sahte negatif sonuçlar sıklıkla alınmaktadır.
Campylobacter türleri mikroaerofilik bakterilerdir. Mikroaerofil bakterilerde oksijeni nötralize eden enzimlerin üretimi söz konusu değildir ve oksijen zayıflamış organizmalar üzerinde belirli strese neden olur. Bu nedenle gıdalarda Campylobacter analizi yapılırken ambalaj materyali açılır açılmaz analize alınmalıdır. Analizde kullanılacak olan besiyerleri mümkün olduğunca taze hazırlanmalı ve bütün besiyerlerinin kapakları sıkıca kapatılmalıdır. C. jejuni izolasyonunda antibiyotik içeren sıvı besiyerinde zenginleştirme işlemi uygulanmakta ve mikroaerofil koşullarda (%5 O2, %10 CO2, %85 N atmosferinde) inkübasyon yapılmaktadır.
Zenginleştirme işlemi;
a) Depolama ya da muhtemel kontaminasyon süresi 10 günden daha az olan örneklerde ve süt ürünlerinde ön zenginleştirme 37°C 'da 4 saat süre ile yapılır.
b) Bütün su ve kabuklu analizleri ile depolama ya da muhtemel kontaminasyon süresi 10 günden fazla olan örneklerde zenginleştirme, önce 30°C 'da 3 saat ve arkasından 37°C 'da 2 saat olmak üzere toplam 5 saat süre ile yapılır. Ön zenginleştirme tamamlandıktan sonra inkübasyon sıcaklığı 42°C 'a çıkarılarak besiyeri 175-200 d/d hızla çalkalama yapılıyor ise 23-24 saat (kabukluların analizinde ilave 4 saat) süre ile, çalkalama yapılmıyor ise 28-29 saat süre ile inkübe edilir.
Gıdanın homojenizasyonunda oksijen ile aşırı temas C. jejuni 'ye zarar verir. Bu nedenle homojenizasyon işleminde blender kullanılmaz. Su analizlerinde 2-4 lt su örneği filtreden geçirilip filtre ön zenginleştirme ortamına konulur. Süt ve ürünleri analizinde 50 g örneğin pH 'sı steril NaOH ile 7,5 'e ayarlanır, 20000 g'de 40 dakika santrifüj işleminden sonra pelet 90 ml zenginleştirme besiyerine ilave edilir. Zenginleştirme tamamlandıktan selektif bir besiyerine sürme yapılıp mikroaerofil koşullarda 42°C 'da 24 saat, gelişme olmaz ise ilave 24 saat süre ile inkübe edilir.
Campylobacter izolasyonunda kümes hayvanlarından direkt izolasyon yapılmaktadır. Bu amaçla dışkıdan, tavuk derisinden (özellikle kloake civarından) veya karın boşluğundan swab hazırlanır. Selektif besiyeri üzerine sürme yapılarak mikroaerofil koşullarda inkübe edilir. Besiyerinin gerektirdiği koşullarda inkubasyon yapılır.
Tipik kolonilerden izolasyon yapılarak saf kültür elde edilir. Mikroskobik inceleme, katalaz ve oksidaz reaksiyonları belirlendikten sonraki aşamada çeşitli kültürel ve biyokimyasal testler ile standart identifikasyon yapılır.
Şüpheli ve/veya tipik koloninin C. jejuni olup olmadığının belirlenmesinde minyatürize biyokimyasal identifikasyon kitleri, enzimle bağlı floresan analizi, sandwich ELISA tekniği, DNA-RNA hibridizasyon analizleri, kondüktans tekniği kullanılabilir. Bilgisayara bağlı olarak çalışan MALDI-TOF kütle spektrofotometresi de C. jejuni suşlarının diğer mikroorganizmalardan ve Campylobacter türlerinden ayrımını sağlamaktadır. Bu sistem farklı proteinlerin ağırlığını veya kütlesini dalton düzeyinde ölçüm yaparak 3 dakika içinde belirleyebilmektedir.