HABERLER
MAKALE
Nişasta Miktarı:
Besinlerde genel olarak fazla miktarda bulunan karbonhidrat nişasta olup, bu besinlerin glisemik indekslerini etkileyen başlıca faktördür. Nişastanın türü ve amiloz/amilopektin oranı da yenilen besinin glisemik indeksini etkiler. Amiloz oranının amilopektinden fazla olması düşük glisemik indeksi sağlar. Örneğin; amiloz içeriği yüksek olan baklagillerin glisemik indeksi düşük, amilopektin içeriği yüksek olan buğday ununun ise glisemik indeksi yüksektir. Pirinçlerde bu indeks pirincin türüne göre değişir. Sindirilemeyen dirençli nişasta, emilmeyip doğrudan kalın bağırsağa geçer ve kan şekerini pek yükseltmez. Bu sebeple, dirençli nişasta içeriği yüksek besinlerin glisemik indeksi düşüktür diyebiliriz.
Makale'nin
MAKALE
Akrilamid, ilk kez 1893 yılında Almanya’da Christian Moureau tarafından kimyasal bir bileşik olarak bulunmuştur. Ticari olarak 1952-1954 yılları arasında kimyasal amaçlı olarak Almanya’da kullanılmış, gıda ve sulardaki önemi ise 2002 yılında İsveç Ulusal Gıda Dairesi (NFA) ve Stokholm Üniversitesi’nden bilim adamlarınca açıklanmıştır. İsveçli bilim adamlarının açıklamasının ardından yapılan çalışmalarda, kızartılmış, fırınlanmış ve kavrulmuş gıda maddelerinin hemen tamamında birkaç ppb seviyesinden birkaç ppm seviyesine kadar değişen miktarlarda akrilamid tespit edilmiştir. Bu durum, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyada büyük ilgiyle karşılanmış ve konu ‘ciddi problem’ olarak ele alınmıştır.
Makale'nin
MAKALE
Farklı küfler tarafından farklı mikotoksinler üretilmektedir. Bunlar için de en yaygın ve tehlikeli olanlardan birisi de aflotoksinlerdir. Aflotoksinler; küflerin uygun sıcaklık, nem ve besi ortamında gelişmesiyle oluşmaktadır. Sert kabuklu yağlı-kuru meyveler (fındık, yer fıstığı, antep fıstığı,v.b.), bazı kuru meyveler (kuru incir, kuru üzüm,v.b.) , yağlı tohumlar (pamuk tohumu), özellikle mısır, susam başta olmak üzere tahıllar ve baharatlar (kırmızı biber, karabiber, hindistan cevizi v.b.) aflatoksin yönünden riskli ürünlerdendir. Bazı hayvansal ürünlerde (et, süt, peynir v.b.) aflatoksin içerebilmektedir. Ayrıca un ve unlu mamuller, kahve çekirdeği, hurma, badem gibi ürünlerde de aflatoksin oluşabilmektedir. Alınabilecek Önlemler
1. Küflerle bulaşık olmayan, küf gelişmesine dayanıklı tohumluk, damızlık kullanılarak işe başlanmalıdır.
Makale'nin
MAKALE
Çiğ kümes hayvanları
Kümes hayvanları satın alındıktan sonra bir günden iki güne kadar buzdolabında saklanabilir. Eğer pişirilmiş ve paketi açılmamışsa, 3-4 gün kadar dayanacaktır. Tavuğu buzlukta dokuz ay saklayabilirsiniz. Pişirdikten sonra da buzdolabında 3-4 gün dayanabiliyor.
İşlenmemiş dana ve kuzu eti
Ürün satın alımdan sonra üç günden beş güne kadar iyi durumda kalacaktır. Sığır eti buzlukta altı aydan 12 aya kadar en iyi kalitede durabiliyor.
Yumurta
Yumurtalar oldukça tartışmalı. Üzerinde satış tarihi varsa, satın aldıktan sonra üç haftadan beş haftaya kadar saklayabilirsiniz. Bir yıla kadar donmuş halde tutabilirsiniz.
Kuruyemiş
Paketlenmiş kuruyemişler kilerde 12 aya kadar durabiliyor.
Makale'nin
MAKALE
Akrilamid; Isıl işlem gören yiyeceklerde pişirme sonucunda doğal biçimde oluşan kimyasal bir bileşendir.
Bu bileşenin vücutta birikerek kansere yol açabildiği bilinmektedir.
Akrilamid gıdalara nasıl giriyor ?
Karbonhidrat açısından zengin bazı yiyecekler 120 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda haşlama dışındaki metodlarla işlendiğinde veya pişirildiğinde (kızartma, fırınlanlama, kavurma) oluşur. Akrilamid, kararma reaksiyonu sırasında gıdada bulunan şeker ve nişastanın (karbonhidratların) bir protein yapıtaşı olan asparajin ile kimyasal tepkimeye girmesiyle açığa çıkar.
Akrilamid neden sağlık tehtididir ?
Akrilamidin sürekli ve yüksek dozlarla alınmasının kansere yol açtığı hayvan deneyleri ile kanıtlanmıştır.
Makale'nin
MAKALE
AMAÇ ve KAPSAM Peynir çeşitlerinde titre edilebilir asitliği belirlemek.
PRENSİP Belli tartımda numune ezilip su ile seyreltildikten sonra fenolftalein indikatörüne karşı ayarlı 0,1 N NaOH ile titre edilir. 100 g numunedeki asitlerin toplam milieşdeğer sayısı hesaplanır, laktik asit cinsinden sonuç verilir.
ALET EKİPMAN •Genel laboratuvar cihaz ve malzemeleri
•Porselen havan
•Saat camı
•Analitik terazi 0,1mg hassasiyette
KİMYASALLAR •Fenol ftalein indikatör çözeltisi %1 (m/v)’lik, %95’lik (v/v)’lik nötr alkolde.
•0,1 N NaOH çözeltisi , ayarlı
İŞLEM Peynir kalıbından kesilen üçgen prizma şeklindeki iki parça en çok 5 dakika içinde havanda ezilir veya rendelenir yada uygun bir makineden geçirilerek küçük parçacıklara ayrılır.
Makale'nin
MAKALE
Sütlerde dehidratasyon yolu ile ısıl işlem sonucunda glukozdan 5-hidroksimetil-2-furfural oluşumu gerçekleşebilir. Süt şekeri olan laktoz sadece çözelti halinde iken değil kristal haldeyken de ısıtma sonucunda kahverengi renk oluşumları meydana gelir, renk ve tatta değişimler oluşur. Asidik ve hafif alkali laktoz çözeltisi ısıtıldığında kahverengi rengin oluşmasına neden olan madde 5-hidroksimetil-2furfuraldır.
Sterilize süt ürünlerinde ve vals yöntemi ile elde edilen süt tozunda karşılaşılan kahverengi renk oluşumu karbon-protein komplekslerinde oluşan maillard reaksiyonunun sonucudur. Aynı şekilde klasik sterilizasyon yöntemleri ile üretilen sütlerde ve uzun süre depolanan UHT sütlerde hafif esmer renk gözlenir.
Makale'nin
MAKALE
[DHTUBE=https://www.youtube.com/watch?v=MtDoV1JhH5k&feature=]
Koronavirüs salgını nedeniyle bir süredir kapalı olan alışveriş merkezleri ve mağazalar, 11 Mayıs tarihinden itibaren tekrar açılacak. Belirli hijyen şartları altında, içeriye metrekarenin yüzde 10'u kadar müşteri alarak hizmet verecek olan mağazalarda, üretimi Şubat ayında tamamlanmış olan ilkbahar-yaz sezonuna ait ürünler satılacak. Mağazaya gelen müşteriler ürünleri dezenfekte edilmiş kabinlerde deneyecek ve denenen ürünler de ultraviyole ışınları ile kapalı bir odada steril edilecek. Birçok ulusal zincir mağazalar zinciri, müşterilerin bu denediği ürünleri UV ışınları ile temizleme görevini ürünlerimizden olan ArmaLAMP ile yapmayı tercih ediyor.
ArmaLAMP UV lambanın ışık şiddetini ve etkisini daha da arttıran ithal %99.
Makale'nin
MAKALE
Çoğu zaman dikkatimizi çekmeyen ve artık düşünmeden her an kullandığımız küçük mikrop yuvaları gün içinde birçok yerde karşımıza çıkmaktadır. Elektrik düğmeleri, asansör düğmeleri, bilgisayar tuşları, telefon tuşları ve ekranları, para çekmek için kullandığımız ATM'ler, uzaktan kumandalar ve daha bir çok kez kullanılmaktadır. Her gün yüzlerce elin değdiği bu ufacık şeyler adeta mikroptan yapılmış gibidir ve dokunduğunuzda bakteriler direkt olarak elinizden vücudunuza geçer…
Para ve cüzdan
Gün boyunca elden ele dolaşan kağıt ve bozuk paralar bir çok mikrobu üzerinde barındırır. Bundan dolayı paranızı koyduğunuz cüzdanlar da aynı mikropları taşımaktadır.
Su aparatları ve musluklar
Islak ortamlarda bakteriler çok çabuk üreme imkanı bulurlar.
Makale'nin
MAKALE
En önemli maya türü bira mayası olarak bilinen, ekmek ve şarap yapımında kullanılan Saccharomyces Cerevisiae’dir. Sık kullanılan maya çeşitleri kuru maya, instant kuru maya ve yaş maya olarak 3 çeşittir. Ayrıca şarap üretiminde Saccharomyces Bayanus mayası kullanılır.
Kuru Maya
Özel bir kurutma teknolojisiyle üretilir, ev kullanımına uygundur. Genellikle 100 gramlık paketler halinde satılır. Ekmek mayası ve bitkisel orijinli gıda emülgatörü içerir. Maya kullanılarak hazırlanan poğaça, pide, börek, açma gibi tüm ürünlerde rahatlıkla kullanılabilir. Küçük granüller halinde ve kremrengidir. 1 kilogram una yaklaşık 1 çorba kaşığı (20 gram) maya kullanılır. Kullanılan un, tuz, yağ ve su gibi malzemelerin miktarlarına göre kullanılacak maya miktarı da değişir.
Makale'nin
MAKALE
Bu Korona günlerinde hiç unutmamamız gereken bir konuyu tekrardan hatırladık : Hijyen Ancak
hazırlıksız yakalandığımız dünya çapında etkisini gösteren bu pandemi
de , uzmanlar dışarı çıkmayın, sosyal mesafeyi koruyun uyarıları ile
bulunduğumuz ortamları dışarının tüm zararlı etkilerinden koruduğumuz
kaleler gibi göstermektedir. Evimiz, ofisimiz, işyerimiz, fabrikamız
bizim dışarının tüm mikrobiyal risklerinden korumamız gereken yerlerdir.
Kapınızın önü kalenizin kapısıdır. Ve buradan içeri asla insana düşman
mikroorganizmalar girmemelidir.
Ayakkabılarımız
ile her gün onlarca farklı yerlere girip çıkıyoruz, geçdiğimiz yerlerde
insan tükrük ve atıkları, hayvan dışkıları ve bunlara bağlı bir çok
zararlı mikroorganizmayı yaşam alanlarımıza kadar taşıyoruz.
Makale'nin
MAKALE
Ultraviyole Hava Temizleme
COVID-19 veya diğer tanımı ile korona virüs ( SARS-CoV-2 ) olarak bilinen virüs bugünlerde küresel salgın haline gelmiştir. Bu virüs şüphesiz ki dünyamızı bir kaosa sürüklesede yapabileceğimiz en iyi şey hazırlıklı olmaktır. Bu noktada korona virüse karşı hazır olmak ve mücadele edebilmek için atılabilecek bazı adımlar vardır. Bunlardan biri de bakteri ve virüsleri öldüren ultraviyole ışık olarak bilinen teknolojidir. Ultraviyole Işık Korona Virüsünü Öldürür
Birkaç yüzyıldır, 200 ila 400 nanometre (nm) arasında dalga boylarına sahip geniş spektrumlu antiseptik UV ışığının, bakteri ve virüslerin DNA’larını bir arada tutan bağlarını yok ederek öldürmede çok etkin olduğu bilim adamları tarafından bilinmektedir.
Makale'nin