HABERLER
YÖNTEM
Dilimlenmiş meyve ve sebzeler yemeye hazır, tazeliğini koruyabilen, ve besin değeri yüksek ürünler oldukları için üretim sektöründe yer almaya başlamış ve tüketici açısından da kullanımı yaygınlaşmıştır. Kesilmiş yüzeylerde hızlı esmerleşme eğilimi gösteren bu ürünlerde renk önemli bir kalite kriteridir ve gıda endüstrisinde işleme sırasında kontrolü gerektirir. Esmerleşme meyve ve sebzelerde tat, aroma, raf ömrü gibi özellikleri olumsuz etkilemektedir.
Meyve ve sebzeler için önemli kalite kriterleri olan tazelik ve renk ürünlerin hazırlanması esnasında çok hızlı bir sekilde değişime uğramaktadır. Meyve ve sebzeler kesilirken fiziksel hasarlar meydana geldiğinden oksijen direkt etkileşime girmektedir.
Makale'nin
YÖNTEM
Küfler, gıda maddelerinin bozulmasına yol açmaları, oluşturdukları metabolitlerle zehirlenme ve hastalıklara neden olmalarından dolayı büyük önem taşımaktadır. Küfler tarafından sentezlenen insan ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olan ikincil metabolitlerdire mikotoksinler adı verilir. Bu toksinler, başlıca Aspergillus, Penicillium ve Fusarium cinslerine mensup funguslar tarafından üretilirler ve gıda ve yemlerde doğal olarak oluşturulurlar.
Bozulmaya yol açan maya ve küfler gıdalarda acı tat ve kötü koku oluşumu, gaz oluşturma özellikleri sayesinde, bazı gıdalarda istenmeyen gözenekli yapı oluşumu gibi bir takım bozukluklara neden olabilmektedirler.
Makale'nin
MAKALE
Gıda zehirlenmelerine ve bazı rahatsızlıklara sebep oldukları için sağlık yönünden; hayvansal gıdalarda mikroorganizmalar tarafından oluşturuldukları için de hijyen açısından önemli olan biyojen aminler, proteinlerin yapı taşı olan amino asitlerden türevlenen bileşiklerin bir sınıfıdır. Amino asitlerin dekarboksilasyonu veya aldehit ve ketonların aminasyon ve transaminasyonu ile oluşan azotlu bileşikler olarak da tanımlanabilirler. Bu aminler, kimyasal olarak alifatik (putresin, kadaverin, spermin, spermidin), aromatik (tiramin, b-feniletilamin) veya heterosiklik (histamin, triptamin) yapıda olabilirler. Biyojen aminler, gıdalarda mikrobiyel enzimler tarafından spesifik serbest amino asitlerin dekarboksilasyonu sonucu meydana gelmektedir. En iyi bilinen biyojen amin vücutta üretilen histamindir ve alerjik reaksiyonlarda önemli bir rol oynar.
Makale'nin
MAKALE
Campylobacter jejuni, C. coli, C. lari ve C. upsaliensis termofilik Campylobacter’ler olarak adlandırılırlar. C. jejuni 0,2-0,9 μm genişliğinde, 0,5- 5,0 μm uzunluğunda spiral formda ya da martı kanadı şeklinde, Gram negatif özellikte, spor oluşturmayan bir bakteridir. Campylobacter türleri; obligat mikroaerofilik bakteriler olup, optimum üreme sıcaklığı 42-43°C arasındadır; 30°C’nin altında üreyemez. Etken, düşük aw değerlerine ve kurumaya karşı oldukça duyarlı olup, 0,97’nin altındaki aw değerlerinde canlılığını sürdüremez.
C. jejuni sitotoksin ve enterotoksin üretme özelliğine sahiptir. Yapısal ve fonksiyonel olarak kolera toksinine benzemesi ve kolera antitoksini ile inaktive olması nedeniyle, bir enterotoksin olan C. jejuni toksini (CJT), cholera-like toksin (CLT) olarak tanımlanmıştır.
Makale'nin
YÖNTEM
Doğada yaygın olarak bulnan funguslar, hücre büyüklükleri, yapıları ve metabolik özellkileri yönünden bakterilere göre farklılıklar gösterirler.
Küfler çok hücreli miselyumlu funguslar olarak tanımlanırlarken, mayalar tek hücreli ve miselyum oluşturmayan yapılardır. Küfler zincir şeklinde bir araya gelerek hifleri oluştururlar. Hiflerin dallanarak oluşturdukları topğluluğa ise miselyum adı verilir.
Bazı maya ve küf türleri gıda sanayiinde faydalı mikroorganizmalar olarak kullanılırlarken, pek çok tür ise fermentasyon ve gıda sanayinde istenmeyen kontaminantlardır ve bu türler genellikle saprofit özellikte olup gıdanın bozulmasına ve üretimin istenilen şekilde sonuçlanmamasına sebep olabilirler.
Makale'nin
MAKALE
Rhododendron türü bitkilerin çiçeklerinden beslenen arılar tarafından oluşturulan balın yenmesiyle meydana gelen bal zehirlenmesine Rhododendron zehirlenmesi, deli bal zehirlenmesi veya grayanotoksin zehirlenmesi adı verilir. Bugüne kadar bildirilen vakaların çoğu Türkiye’den ve hemen tamamı da Karadeniz yöresinden bildirilmiştir. Dünyada ise en çok Nepal, Japonya, Birleşik Devletler, Kanada’nın batısı ve Brezilya’dan olgular bildirilmiştir. Toksin ihtiva eden türler arasında Türkiye’de özellikle Doğu Karadeniz’in dağlık kesiminde, en çok Rhododendron ponticum ve Rhododendron flavum türü bulunur. R. Ponticum mor renkli güzel çiçeklere sahiptir ve halk arasında orman gülü olarak bilinir. Zehirlenmeye, R. Ponticum’da bulunan grayanotoksin adlı birçok formu olan bir toksin neden olur.
Makale'nin
YÖNTEM
Et ve et ürünlerine kokuşmanın tespiti analizi gıda sektöründe en sık kullanılan analizlerdendir. Çeşitli yöntemler kullanılarak yapılabilen bu analiz sonucunda et ve et ürünlerinin kokuşup kokuşmadığı ve kokuşma varsa, bunun derecesi belirlenebilir.
1. Yöntem: Nessler çözeltisi ile amonyak aranması
Araç-Gereç:
· Petri kutusu
· Genel laboratuar araç-gereçleri
Ayıraç ve Çözeltiler:
· Nessler çözeltisi: 16 gr potasyum iyodür, 24 gr civa iyodür, 75 gr potasyum hidroksit 560gr suda çözülür.
İşlem:
Muayenesi yapılacak numuneden bir kesit alınarak bir petri kutusuna konur. Üzerine Nessler çözeltisi dökülür. Kokuşma varsa, portakal renginden koyu portakal rengi-kahverengine kadar değişen bir renk oluşur.
Makale'nin
MAKALE
Besiyerleri; mikroorganizmaları bulundukları ortam dışında ve laboratuvarlarda üretmek için formüle edilmiş, mikroorganizmaların gereksinimini olan besin ögelerini içeren, pH’ı uygun, besleyici, katı veya sıvı, yapay ortamlardır.
Besi yerlerine; ortam= vasat= kültür ortamı= kültür vasatı= kültür besi yeri gibi isimler de verilmektedir. Besi yerinin İngilizce karşılığı ‘medium’ dur. Besi yerleri çok farklı amaçlarla kullanılabilir. Bunlar mikroorganizmaların; üretilmesi, geliştirilmesi ve canlılıklarının korunması, duyarlılık ve sterilite testleri, saf kültürlerinin elde edilmesi(izolasyonu), tanımlanmaları (identifikasyon), sayımları, yapılarının ve biyokimyasal özelliklerinin incelenmesi, biyolojik ve metabolik ürünlerinin elde edilmesi, gıda su ve çevre kontrolleri, antibiyotik ve vitamin analizleri olabilir.
Makale'nin
YÖNTEM
Besi Yeri Hazırlık Aşamaları:
Bir gıda maddesinin mikrobiyolojik analizinde sonuçların geçerliliği;
• Analizlere uygun besi ortamının seçilmesine,
• Besi yerinin doğru olarak hazırlanışına,
• Doğru kullanımına bağlıdır.
Ortam bileşimine giren maddeler ve çözeltiler usulüne uygun olarak hazırlanmalı ve saklanmalıdır.
Besiyerleri çok farklı şekillerde hazırlanabilir ve kullanılabilir. Tartılan besi yeri bileşenleri veya dehidre hazır besiyerlerinin hazırlanmasında sırasıyla;
• Tartım
• Kaba aktarma
• Çözündürme
• Berraklaştırma şeklinde yol izlenmelidir.
Tartım
Formüle ve istenen hacme göre hesaplanan hazır besi yeri veya besi yeri bileşenleri hassas terazide tartılır.
Makale'nin
YÖNTEM
Sporsuz ve hareketsiz kok formundaki bu bakteri Gram pozitif ve katalaz pozitif özelliktedir. Fakültatif anaerob gelişim gösterir ve mezofil karakterlidir. S. aureus suşları optimum 30-37°C'lerde gelişirler. Gelişme sınırları 6-46°C arasındadır. Toksin oluşturmaları icin gerekli minimum ve maksimum sıcaklık dereceleri biraz daha yüksek olup 10-48°C dir. Optimum olarak 7.0-7.5 pH' yı yeğleyen S. aureus 4.0-9.3 pH sınırları arasında da gelişmesini sürdürür. Gıdalarda toksin
oluşturabilmek için minimum pH istekleri, vejetatif gelişme isteklerinin biraz üzerindedir (pH 4.9-5.1). Benzer durum su aktivitesi (As) değerlerinde de görülür. Minimum su aktivitesi değeri; aerob gelisme için As= 0.83-0.86, anaerob gelisme için As= 0.90 olarak belirlenmiştir. Toksin oluşturabilmek için ise daha yüksek su aktivitesi değerleri talep ederler.
Makale'nin
MAKALE
Besin kaynaklı rahatsızlıklar enfeksiyon ve intoksikasyon olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Gıdalar uzerinde uygun koşullar yakaladıklarında çoğalan bakterilerin yol açtığı hastalıklara gıda enfeksiyonları; bu bakterilerden bazılarının, bulundukları gıda maddesinde toksin üretmeleri ve ürettikleri toksinlerin gıda yolu ile vücuda girmesi sonucu oluşan hastalıklara da gıda intoksikasyonu adı verilir. Gıda intoksikasyonuna yol açan bakterilerden biri de S. aureus’tur (Staphyloenterotoxicosis; Staphyloenterotoxemia).
Staphylococcus aureus insanlarda birçok enfeksiyona neden olan bir bakteridir. Ortam şartlarına dayanıklı olduklarından doğada çok yaygındırlar. İnsanlarda enfeksiyon yapan patojen stafilokokların kaynağı yine insanlardır. Doğal olarak en fazla burun ve boğaz boşluğunda, insan ve hayvan dışkılarında, ciltte apseli yaralarda ve sivilcelerde yoğun olarak bulunurlar.
Makale'nin
YÖNTEM
E.coli O157:H7 bakterisinin belirlenmesi için kullanılan analizler klasik ve hızlı yöntemler olarak iki grupta toplanabilir. Klasik yöntemler selektif zenginleştirme ve katı besiyerine ekim aşamalarından oluşur ve var/yok testleri şeklindedir. Türk Gıda Kodeksi verilerine göre gıdalarda E.coli O157:H7 bakterisinin varlığı 25g örnekte araştırılır.
Aseptik şartlarda alınan ve soğuk zincir korunarak laboratuvara getirilen örnekler homojen hale getirilere, 25g’lık kısmı alınır ve 225 ml selektif sıvı bir besiyerinde 37°C’de 24 saat süreyle zenginleştirme işlemine tabii tutulur. İnkübasyon sonunda selektif ve ayırt edici bir katı besiyerine çift paralelli, sürme ve çizme yöntemleri ile ekim yapılarak, bu besiyerleri de 37°C’de 24 saat inkübasyona bırakılır.
Makale'nin