HABERLER

MAKALE Dericilik günümüzde çok geniş bir iş sahasına sahiptir. Önemli miktarda döviz getirisi bulunan deri sanayide, kurban bayramlarında büyükbaş ve küçükbaş hayvan kesimlerinden elde edilen hamderi oldukça kıymetlidir.    İstatistiklere göre, her sene kurban bayramlarında yaklaşık 2 milyon adet küçükbaş ve 600 bin adet büyükbaş hayvan kesilmekte, ancak kurbanların deri ve bağırsaklarının çoğu bilgisizlik nedeniyle israf olmakta ve hiçbir işe yaramamaktadır.    Kurban kesimi ve sonrasında deri için dikkat etmek gereken birçok unsur mevcuttur. Makale'nin
MAKALE Dünyamızın en önemli sorunlarından birisi insanlara sağlıklı ve besleyici gıdaların ulaşamamasıdır. Bu bağlamda, sakladıkları gıdaların üretildikleri koşullarda bozulmadan en ekonomik ve güvenilir biçimde tüketiciye ulaştırılmasını ve tanıtılmasını sağlayan ambalajların önemi büyüktür. Birçok AB ve Kuzey Amerika ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de güvenilir gıda üretimi büyük önem taşımakta ve “İyi Hijyen Uygulamaları” ve “HACCP (Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları)” prosedürleri uygulanarak çiftlikten sofraya etkin bir gıda kontrolü yapılmaktadır. İnsan sağlığı ve hijyen konularının gittikçe önem kazandığı günümüzde, ambalaj ve gıda güvenliği ilişkisi ön plana çıkarken, bu konu ile ilgili yasal yaptırımlar ve mevzuat çalışmaları da hız kazanmıştır. Makale'nin
MAKALE İşletmelerde bulunan mikrobiyoloji laboratuvarlarında son üründen kullanma suyuna çeşitli mikrobiyolojik analizler yapılır.  Bu analizler esnasında oluşabilecek en ufak bir kontaminasyon sonucun güvenilirliğini etkileyebilir ve üründe olmayan bir mikroorganizmanın gelişmesiyle ya da olan mikroorganizmanın gelişiminin engellenmesiyle vb. doğru değerlendirme yapma imkânı ortadan kalkabilir. Bu nedenle analizler yapılırken kullanılan malzemelerin ve ortamın hijyeni oldukça önemlidir.

Laboratuvarda kullanılan besiyeri, pipet gibi malzemelerin steril olması gerekmektedir. Sterilizasyon bir ortamdaki tüm mikroorganizmaların öldürülmesi ya da ortamdan uzaklaştırılmasıdır. Sterilizasyon için uygulanabilecek çeşitli yöntemler mevcuttur. Bunlardan bazıları; ısı uygulaması, alevden geçirme, basınçlı buharla sterilizasyon, filtre ile sterilizasyondur. Makale'nin
MAKALE Kremler, şampuanlar, losyonlar, rujlar, parfümler, ıslak mendiller, rimeller, saç spreyleri… Bazen temizlik, bazen güzellik, bazen de kusurlarımızı kapatmak için kullandığımız kozmetik ürünler ne kadar güvenli? Ya da üreticiler açısından sorarsak; İnsanların yaşam standartlarını artırmak ve onları mutlu etmek için verdiğimiz hizmet ne kadar güvenilir? Ham maddeden paketleme materyaline, personelden üretimde kullanılan alet-ekipmana hijyen koşulları yeterli düzeyde sağlanıyor mu?   İçeriği yoğun olarak kimyasal maddelerden oluşan bir üründen bahsettiğimiz için, aklımıza doğrudan üzerinde küf-maya-bakteri üreyebileceği gelmiyor. Önemli bir nokta şu ki kozmetik ürünlerin bizim tarafımızdan yenilebilir olmaması bakteriler için besin kaynağı olamayacakları anlamına gelmez. Makale'nin

Gıda Koruyucu Maddeler

11 yıl önce 24966 Okunma
MAKALE Bütün ham besinler özel bir tedbir alınmaz ise kısa veya uzun bir sürede ortaya çıkan bir bozulmaya uğrarlar. Bu durum bünyelerindeki veya çevrelerindeki mikrobiyal enzimlerden kaynaklanır. Gıda korumada amaç, gıdaların ilk günkü özelliklerini mümkün mertebe koruyarak daha uzun süre saklayabilmektir, yani raf ömrünü uzatmaktır.
DOĞAL GIDA KORUYUCULAR
  Gıdaların bileşiminde bulunan birçok madde antimikrobiyal etkiye sahiptir. Fenolik maddeler gıdalarda antioksidan olmalarının yanı sıra mikrobiyal güvenlik açısından da önemlidir. Fenolik maddelerin gıda sanayi yanında farmakolojide de kullanım alanı oldukça geniştir. İlaç sanayinde fenolik maddelerin özellikle antimikrobiyal özelliklerinden yararlanılmaktadır. Makale'nin
MAKALE Gıda güvenliği, FAO-WHO Codex Alimentarius uzmanlar komisyonu tarafından " sağlıklı ve kusursuz gıda üretimi sağlamak amacı ile gıdaların, üretim, işleme, muhafaza ve dağıtım sırasında gerekli kurallara uyulması ve önlemlerin alınması" olarak tanımlanmıştır. Dünya nüfusunun hızla artması, çevre kirliliği, ekonomik güçsüzlük ve eğitim yetersizliği beslenme sorunlarını artırmakta ve güvenli gıda teminini zorlaştırmaktadır. Buna karşın üretici açısında ise, gelişen teknoloji, rekabet ortamı ve piyasada söz sahibi olabilmek için gıda güvenlik sistemlerine uyulması zorunluluk haline gelmektedir. Gıda sanayinde kalite ve ürün güvenliğinin sağlanmasına yönelik çeşitli sistemler bulunmaktadır. Bu sistemlerin uygulanması ile gıda güvenliği garanti altına alınmakta ve beslenme ve sağlık ilişkisi ile yaşam standartları gelişmektedir. Makale'nin
MAKALE Eski Mısır’da kullanılan sürmelerden nanoteknoloji ürünükırışıklık kremlerine uzun ve köklü bir tarihi kapsar kozmetik ürünlerintüketimi. Bugün kozmetik sektörü, 509 milyon dolarlık ihracat, 640 milyon dolarlıkithalat rakamına sahip, iç pazarda dağıtılan 46.000’i yerli 170.000 civarındaürünü kapsayan ve yılda % 5’lik bir büyüme payına sahip oldukça büyük birsektördür. Sadece saç bakım ürünleri için 118 milyon dolarlık bir ihracattanbahsedilmekte ve ülkemizde 2012 verilerine göre kayıtlı 1.273 tane kozmetiküretim yeri bulunmaktadır. Türkiye’de kişi başına yılda 20,23 Euro, AvrupaBirliği’nde ise 155,96 Euro kozmetik ürünler için harcanmakta ve bu tüketimoranları her geçen gün artmaktadır. Makale'nin
MAKALE Gıda güvenliğinin sağlanması, halk sağlığının korunması ve gıda üretimi için yaşamsal öneme sahip bir konudur. Gıdalarda bulunan tehlikeli kimyasallar çok çeşitlidir ve bunlar gıdaya ve yeme üretim, işleme, taşıma, hazırlama ve tüketim aşamalarının herhangi bir noktasında bulaşabilir. Son yıllarda, bitki koruma ürünlerinin kalıntıları, doğal toksik maddeler (mikotoksinler, bitki toksinleri vb.), işleme sırasında oluşan toksinler (akrilamid, heterosiklik aromatik aminler, furanlar vb.), gıda alerjenleri, ağır metaller (kurşun, arsenik, cıva, kadmiyum vb.), endüstriyel kimyasallar (dioksinler, benzen, perklorat vb.), ambalaj materyallerinden geçen maddeler ve hile amaçlı katılan maddeler (melamin vb.) gibi gıda güvenliğini tehdit eden kimyasallar medyanın odağı olmuştur. Makale'nin
MAKALE Dünya genelinde alınan önlem ve kontrol uygulamalarına rağmen gıda kaynaklı Salmonella enfeksiyonları halk sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. Gıda kaynaklı enfeksiyonlara neden olan etkenler arasında Salmonella ilk sıralardaki yerini korumakta, binlerce kişinin etkilendiği ve ölümlerle sonuçlanan salgınlara neden olmaktadır. Dünyada her yıl, 155000'i ölümle sonuçlanan yaklaşık 94 milyon Salmonella gastroenterit, tifo ve paratifo gibi klinik vakalar oluşturmakta ve bunların % 85'inin de gıda kaynaklı olduğu bildirilmektedir. S. enteriditis ve S. typhimurium dünya çapında en sık karşılaşılan serotipler olmasına rağmen farklı serotiplerde sıklıkla görüldüğü bölgelerin dışında saptanmaya başlamıştır. Örneğin S. stanley olgularına son zamanlarda Avrupa Birliği ülkelerinde sıklıkla rastlandığı bildirilmiştir. Makale'nin
MAKALE Çiğ köfte; Doğu Anadolu Bölgesine özgü yöresel bir gıda olup, bulgur, pul biber, kimyon, nar eksişi, maydanoz, ceviz, nane, sarımsak vb. gibi baharat ve ek maddeler kullanılarak hazırlanan, hazır bir gıda ürünüdür. İlk zamanlar yağsız, sinirleri alınmış kıymalık etin de katılmasıyla hazırlanan bu ürün, çiğ etin patojenik etkilerinden dolayı  Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ürüne karıştırılması yasaklanmıştır.  Gıda sektörünün bir parçası olan bu pazar,90'lı yılların başlarında seri üretime geçmiş ve markalarca zincir haline gelmiştir. Kısa zamanda herkesin beğenisini kazanmasından dolayı,  üreticiler fabrikasyon sistemine yönelmiş ve bu durumda gıdanın içerisine de katkı maddelerinin girmesi kaçınılmaz olmuştur. Makale'nin
MAKALE Meyve suları, asitliklerinin yüksek olması nedeniyle bakteri gelişimine olanak sağlamayan güvenli gıdalar olarak değerlendirilmektedir. Meyve suyu gibi asitlikleri yüksek gıdalara uygulanan pastörizasyon işlemi ile asetik asit bakterileri, laktik asit bakterileri, enterobakterler, mayalar ve ısıya dirençli olmayan küfler gibi bozulmaya neden olan sporsuz mikroorganizmalar inaktif hale getirilebilmektedir.   Bununla birlikte bu gibi gıdalarda ortam pH’sı, çoğu bakterilerin gelişimini engelleyecek kadar düşüktür. Fakat pH 4,5 ‘in altında bulunan ortamlarda gelişebilen bazı bakteriler bu gibi gıdalarda kalite kayıplarına neden olabilmektedir. Elma suyu, beyaz üzüm şırası, domates suyu gibi çeşitli içeceklerde termoasidofilik ve sporlu bakterilerin bozulmalara neden olduğu bildirilmiştir. Makale'nin
MAKALE TÜRK GIDA KODEKSİ GIDA KATKI MADDELERİ YÖNETMELİĞİ   Yetki Kanunu : Türk Gıda Kodeksi Yayımlandığı Resmi Gazete : 30.06.2013 – 28693       BİRİNCİ BÖLÜM   Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar   Amaç   MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, tüketici ve insan sağlığını, tüketici haklarını, gıda satışında adaletin sağlanmasını ve uygun durumlarda çevrenin korunmasını da göz önünde bulundurarak; a) Ek-II ve Ek-III’te yer alan gıda katkı maddelerinin listesini, b) Gıdalarda, gıda katkı maddelerinde, gıda enzimlerinde ve gıda aroma vericilerinde kullanılan gıda katkı maddelerinin kullanım koşullarını, c) Gıda katkı maddelerinin etiketleme kurallarını, belirlemektir.   Kapsam   MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik gıda katkı maddelerini kapsar. Makale'nin