HABERLER
MAKALE
Eski Mısır’da kullanılan sürmelerden nanoteknoloji ürünükırışıklık kremlerine uzun ve köklü bir tarihi kapsar kozmetik ürünlerintüketimi. Bugün kozmetik sektörü, 509 milyon dolarlık ihracat, 640 milyon dolarlıkithalat rakamına sahip, iç pazarda dağıtılan 46.000’i yerli 170.000 civarındaürünü kapsayan ve yılda % 5’lik bir büyüme payına sahip oldukça büyük birsektördür. Sadece saç bakım ürünleri için 118 milyon dolarlık bir ihracattanbahsedilmekte ve ülkemizde 2012 verilerine göre kayıtlı 1.273 tane kozmetiküretim yeri bulunmaktadır. Türkiye’de kişi başına yılda 20,23 Euro, AvrupaBirliği’nde ise 155,96 Euro kozmetik ürünler için harcanmakta ve bu tüketimoranları her geçen gün artmaktadır.
Makale'nin
MAKALE
Gıda güvenliğinin
sağlanması, halk sağlığının korunması ve gıda üretimi için yaşamsal öneme sahip
bir konudur. Gıdalarda bulunan tehlikeli kimyasallar çok çeşitlidir ve bunlar
gıdaya ve yeme üretim, işleme, taşıma, hazırlama ve tüketim aşamalarının
herhangi bir noktasında bulaşabilir. Son yıllarda, bitki koruma ürünlerinin
kalıntıları, doğal toksik maddeler (mikotoksinler, bitki toksinleri vb.),
işleme sırasında oluşan toksinler (akrilamid, heterosiklik aromatik aminler,
furanlar vb.), gıda alerjenleri, ağır metaller (kurşun, arsenik, cıva, kadmiyum
vb.), endüstriyel kimyasallar (dioksinler, benzen, perklorat vb.), ambalaj
materyallerinden geçen maddeler ve hile amaçlı katılan maddeler (melamin vb.)
gibi gıda güvenliğini tehdit eden kimyasallar medyanın odağı olmuştur.
Makale'nin
MAKALE
Dünya genelinde alınan önlem ve kontrol uygulamalarına rağmen gıda kaynaklı Salmonella enfeksiyonları halk sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. Gıda kaynaklı enfeksiyonlara neden olan etkenler arasında Salmonella ilk sıralardaki yerini korumakta, binlerce kişinin etkilendiği ve ölümlerle sonuçlanan salgınlara neden olmaktadır. Dünyada her yıl, 155000'i ölümle sonuçlanan yaklaşık 94 milyon Salmonella gastroenterit, tifo ve paratifo gibi klinik vakalar oluşturmakta ve bunların % 85'inin de gıda kaynaklı olduğu bildirilmektedir. S. enteriditis ve S. typhimurium dünya çapında en sık karşılaşılan serotipler olmasına rağmen farklı serotiplerde sıklıkla görüldüğü bölgelerin dışında saptanmaya başlamıştır. Örneğin S. stanley olgularına son zamanlarda Avrupa Birliği ülkelerinde sıklıkla rastlandığı bildirilmiştir.
Makale'nin
MAKALE
Çiğ köfte; Doğu Anadolu Bölgesine özgü yöresel bir gıda olup, bulgur, pul biber, kimyon, nar eksişi, maydanoz, ceviz, nane, sarımsak vb. gibi baharat ve ek maddeler kullanılarak hazırlanan, hazır bir gıda ürünüdür. İlk zamanlar yağsız, sinirleri alınmış kıymalık etin de katılmasıyla hazırlanan bu ürün, çiğ etin patojenik etkilerinden dolayı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ürüne karıştırılması yasaklanmıştır. Gıda sektörünün bir parçası olan bu pazar,90'lı yılların başlarında seri üretime geçmiş ve markalarca zincir haline gelmiştir. Kısa zamanda herkesin beğenisini kazanmasından dolayı, üreticiler fabrikasyon sistemine yönelmiş ve bu durumda gıdanın içerisine de katkı maddelerinin girmesi kaçınılmaz olmuştur.
Makale'nin
MAKALE
Meyve suları, asitliklerinin yüksek olması nedeniyle bakteri gelişimine olanak sağlamayan güvenli gıdalar olarak değerlendirilmektedir. Meyve suyu gibi asitlikleri yüksek gıdalara uygulanan pastörizasyon işlemi ile asetik asit bakterileri, laktik asit bakterileri, enterobakterler, mayalar ve ısıya dirençli olmayan küfler gibi bozulmaya neden olan sporsuz mikroorganizmalar inaktif hale getirilebilmektedir.
Bununla birlikte bu gibi gıdalarda ortam pH’sı, çoğu bakterilerin gelişimini engelleyecek kadar düşüktür. Fakat pH 4,5 ‘in altında bulunan ortamlarda gelişebilen bazı bakteriler bu gibi gıdalarda kalite kayıplarına neden olabilmektedir. Elma suyu, beyaz üzüm şırası, domates suyu gibi çeşitli içeceklerde termoasidofilik ve sporlu bakterilerin bozulmalara neden olduğu bildirilmiştir.
Makale'nin
MAKALE
TÜRK GIDA KODEKSİ GIDA KATKI MADDELERİ YÖNETMELİĞİ
Yetki Kanunu : Türk Gıda Kodeksi
Yayımlandığı Resmi Gazete : 30.06.2013 – 28693
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, tüketici ve insan sağlığını, tüketici haklarını, gıda satışında adaletin sağlanmasını ve uygun durumlarda çevrenin korunmasını da göz önünde bulundurarak;
a) Ek-II ve Ek-III’te yer alan gıda katkı maddelerinin listesini,
b) Gıdalarda, gıda katkı maddelerinde, gıda enzimlerinde ve gıda aroma vericilerinde kullanılan gıda katkı maddelerinin kullanım koşullarını,
c) Gıda katkı maddelerinin etiketleme kurallarını,
belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik gıda katkı maddelerini kapsar.
Makale'nin
MAKALE
Yaygın kullanım alanına sahip ve Latince ismi ‘’Salvia officinalis’’ olan adaçayı, ballıbabagillerden; özellikle Akdeniz bölgesinde yetişen ıtırlı bir bitkidir. ‘’Dişotu’’ ve ‘’Meryemiye’’ diye de tanınır. 30-75 cm arasında boylanabilen adaçayı türleri, kışın yapraklarını dökmeyen, dayanıklı otsu ya da çalımsı bitkilerdir. Ülkemizde kışın sert geçmediği yörelerde, bahçelerde de tohumlardan üretilir. Hafif kireçli, kolay su geçiren, kuru toprakları sever. Tohumları Nisan ve Eylülde ekilir. Bitki yaprakları çiçeklenme öncesi, Mayıs-Haziran aylarında toplanır. Etken maddelerinin doruğa ulaştığı öğlen saatlerinde toplanan yapraklar, gölgeli ve havadar bir yerde kurumaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra ince kıyılarak, hava almayan kaplarda saklanır.
Makale'nin
MAKALE
Son dönemlerde gerek ülkemizde gerekse dünyanın birçok ülkesinde, alternatif tıbbın faydaları yadsınamayacak kadar fazladır.
Modern tıp, sağlık açısından hep ilk sırada olsa da, her birey kendi sağlığına dikkat ederek hem ilaç kullanımını azaltmayı hem de daha dinç ve zinde bir hayat geçirmeyi amaç edinmiş durumdadır.
Şifalı bitkiler denince akla ilk olarak şifalı otlar gelir. Ancak sadece şifalı otlar değil, şifa kaynaklı her türlü besin maddesi insan yaşamında önemli bir yer tutar.
Faydalı bitkiler kendi içinde;
• Besin bitkileri
• Baharat bitkileri
• Endüstri bitkileri
• Tıbbi bitkiler
• Süs bitkileri olarak gruplandırılabilir.
Şifalı otlar, bir çeşit bitkisel ilaçlardır.
Makale'nin
MAKALE
Helal, dinin kurallarına aykırı olmayan, dinî bakımdan yasaklanmamış olan, dinî bakımdan izin verilmiş anlamına gelen Arapça bir kelimedir. Helalin karşıtı, din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan anlamına gelen ''haram''dır.
Helal gıda; çiftlikten çatala tümüyle İslâmî kurallara uygun olarak hazırlanan gıdayı ifade eder. Daha geniş bir açıklamayla helal gıda; bitkisel, hayvansal, kimyasal yada mikrobiyal kaynaklı olsun, gıda ürünlerinin; hammadde, işlem yardımcı maddeleri, bileşenleri, katkı maddeleri, işleme metodları, işletme koşulları ve dahi ambalajlarının İslâmî kurallara uygunluğunun ifadesidir. Ayrıca helal gıda ; yeni doğmuş bir kavram olmaktan ziyade ilk insandan günümüze kadar çeşitli şekillerde adlandırılıp uygulanan sistemlerin bugünkü karşılığıdır.
Makale'nin
YÖNTEM
Şalgam suyu; ülkemize özgü, laktik asit fermantasyonu ile üretilen, kırmızı renkli, bulanık ve ekşi lezzetli bir içecektir. Adana, Mersin, Osmaniye başta olmak üzere birçok güney ilinde yaygın olarak tüketilir. Üretiminde hammadde olarak bulgur unu, şalgam turbu, su, ekşi hamur, kara havuç ve tuz kullanılmaktadır.
Şalgam suyunun, acılı ve acısız çeşitleri mevcuttur. Acılı şalgam suyunda, acı olarak genellikle acı süs biberi turşusunun suyu kullanılır ve damak tadına göre 1/3 ile 1/6 oranında şalgam suyuna ilave edilebilir.
Şalgam suyu, genellikle evlerde üretilir ve bu sebeple kesin bir üretim akış şeması yoktur. Üretim aşamaları duyusal tercihler doğrultusunda çeşitlilik gösterebilir.
Makale'nin
MAKALE
TÜRK GIDA KODEKSİ BAHARAT TEBLİĞİ
Yetki Kanunu : Türk Gıda Kodeksi
Yayımlandığı Resmi Gazete: 10.04.2013-28614
Tebliğ No: 2013/12
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; baharatın tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretilmesi, hazırlanması, işlenmesi, depolanması, nakledilmesi ve piyasaya arz edilmesi aşamalarında taşıması gereken özelliklerini belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ öğütülmüş, ufalanmış ve bütün haldeki baharatı ve baharat karışımlarını kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanmıştır.
Makale'nin
MAKALE
Sağlıklı bir vücut için, en önemli etken yeterli ve dengeli yani, sağlıklı beslenmektir. Yeterli ve dengeli beslenmek için makro besin öğeleri olan karbonhidrat, protein ve yağlar ile mikro besin öğeleri olan vitaminler, mineraller ve suyun yiyecekler yoluyla vücudun ihtiyacı kadar alınması gereklidir. Günlük harcadığımız enerjinin ortalama %12-20 sinin proteinlerden karşılanması gerekir. İhtiyacımız olan proteinin de en az yarısının hayvansal kaynaklı yani iyi kalite proteinlerden karşılanması sağlıklı ve dengeli beslenmenin en önemli unsurudur.
Ülkemizde beyaz et denildiğinde, başta tavuk eti ve balık olmak üzere, son yıllarda üretim ve tüketim potansiyeli olarak üst sıralarda yer alan hindi eti olmak üzere bıldırcın, kaz, ördek, vb kanatlı kümes hayvanları akla gelmektedir.
Makale'nin