HABERLER
MAKALE
Havadaki mikrobiyal yükün ölçülmesinde, klasik yöntem olan petri açma
metoduna kıyasla çok daha avantajlı olan ve daha doğru sonuçlar veren Hytest Air cihazımızı incelemek için tıklayınız..
Yeryüzündeki canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için gereken en önemli iki etken hava ve sudur. Hava, içerisinde, nefes alabilmemiz ve hayatta kalabilmemiz için gerekli bir takım maddeleri barındırırken, aynı zamanda, irili ufaklı partiküller halinde yabancı maddeleri ve mikroorganizmaları da içermektedir. Hava içerisinde serbest halde veya maddelere bağlı şekilde bulunan bu mikroorganizmalar, Bioaerosol olarak da adlandırılırlar.
Makale'nin
MAKALE
Tüm gıda ürünlerinde olduğu gibi, et ve et
ürünlerinin üretiminde de dikkat edilmesi gereken kurallar vardır. Et ve et
ürünleri kapsamına giren gıdalar hayvansal kökenli oldukları için, işlenmemiş
hammadde halleri bile belli bir mikroorganizma yoğunluğuna sahiptir ve yeni
kontaminasyonlara da açıktır. Etlerde ilk mikrobiyal yük çok önemli olmakla
birlikte, uygun ve hijyenik ortamda, doğru üretim yapmak, ortaya çıkacak son
ürünün sağlıklı olması açısından da son derece önem taşır. Sağlıksız, hijyenik
olmayan ve kontrolsüz koşullarda üretilen et ve et ürünleri insanlarda pek çok
hayvansal kaynaklı hastalığa ve mikrobiyolojik kaynaklı gıda zehirlenmelerine
yol açabilmektedir.
Makale'nin
MAKALE
Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet hastalığı (Diabetes Mellitus), tüm toplumlarda yaygın olarak görülen ve ciddi sonuçlara yol açabilen bir hastalıktır. Bu hastalık tam olarak tedavi edilememekle birlikte, diabet hastası kişiler, uygun tedaviyi yaşam tarzı haline getirerek, yaşam standartlarını koruyabilirler. Diabetes Mellitus (DM), vücudtta bulunan bir salgı bezi olan pankreasın yeterli insulin hormanu üretememesi veya vücudun ürettiği insülini etkili bir şekilde kullanamaması sonucu oluşan bir hastalıktır.
Normal metabolizmada besinler, vücudun başlıca yakıtı olan glukoza (şeker) dönüşmek üzere bağırsaklarımızda parçalanırlar. Daha sonra bu glukoz bağırsaklardan kana geçer ve kandaki şeker düzeyi yükselmeye başlar. Sağlıklı bireylerde kana geçen glukoz pankreastan salgılanan insülin hormonu yardımıyla hücrelerin içine taşınır.
Makale'nin
MAKALE
Gıdalar insanlarda çeşitli reaksiyonlara sebep olabilirler. Bu reaksiyonlar içerisinde en sık görülenler alerjik reaksiyonlardır. Gıda alerjileri bebeklikten yaşlılığa kadar her yaştan insanda görülebilir. Gıda alerjisinin şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Reaksiyonlar fark edilemeyecek kadar hafif veya ölümcül derecede ciddi olabilir.
Bazı gıdalar kişilerin intoleransına bağlı alerjik reaksiyonlara sebep olurken, bazı gıdalar doğaları gereği alerjen olabilirler. Bu tarz gıdaların alerjileri yine kişilerin tolerans seviyelerine bağlı olarak farklı şiddette belirtiler gösterirler.
Gıda alerjileri her yaşta görülebilmekle birlikte, en çok bebekleri ve çocukları etkilerler. Doğum sonrası erken dönemde tam olarak gelişmemiş olan sindirim ve savunma sistemi, özellikle bebekleri alerjilere karşı daha duyarlı hale getirir.
Makale'nin
MAKALE
Şeker, günlük hayatımızda tüketmekten keyif aldığımız hemen her gıdanın içerisinde doğal veya yapay olarak bulunmaktadır. İnsan vücudunun temel ihtiyaçlarından karbonhidratların sağlanabilmesi için şeker tüketimi gerekmektedir.
Metabolizmanın işleyişinde karbonhidratlar, vücudun enerji kaynakları arasında ilk sıradadır. Şekerler, verdikleri güzel tat sayesinde, insanların en çok severek tükettikleri gıdalarda kullanılmaktadır. Tüm besin maddelerinde olduğu gibi, şekerleri de kararında tüketmek önemlidir. Aşırı veya gereğinden az şeker tüketimi, metabolik ve sistemik rahatsızlıklara yol açabilir.
Doğal olarak tükettiğimiz pek çok gıdanın, sebze ve meyvelerin içerisinde belli miktarlarda şeker bulunmaktadır. Yine endüstriyel olarak üretilen gıdaların da bir çoğunun içerisine şeker katılmaktadır.
Makale'nin
MAKALE
Çevre ve Orman Bakanlığı “Denizlerde Kurulan Balık Yetiştiriciliği Tesislerinin İzlenmesine İlişkin Tebliğ” uyarınca, yetiştiricilik tesislerinin yaptırmakla yükümlü oldukları, kontrol amaçlı bazı analizler vardır. Bu analiz parametreleri, pH, AKM, Secchi Diski derinliği, tuzluluk, sıcaklık, çözünmüş oksijen, amonyum azotu, toplam azot, toplam fosfor, klorofil-a, toplam organik karbondur. Tüm bu parametrelere ilave olarak, alandaki bentik flora ve fauna türleri ile birlikte, Beggiatoa bakterilerinin dağılımı da tespit edilmelidir.
Bu Tebliğin 6 ncı maddesinde belirtilen parametrelerle ilgili ölçüm ve analizler Çevre ve Orman Bakanlığı’nca yetki verilen üniversiteler ile özel veya kamu kurum ve kuruluş laboratuvarlarında yapılır.
Balık çiftliklerinden atılan organik yük, yenmemiş yemler ve dışkılardan oluşur.
Makale'nin
MAKALE
Gıdalardaki yağlar veya daha bilimsel bir ifadeyle onların yağ asitleri başlıca üç çesit yağ asidinden olusmaktadır:
· Doymus yağ asitleri: Belrli miktarda hidrojen atomu ile doyurulmuş yağ asitleridir.
· Tekli doymamış yağ asitleri: Yağ asidinin bir çift hidrojen atomu eksiktir.
· Çoklu doymamış yağ asitleri: Yağ asidinin bir çiftten fazla hidrojen atomu eksiktir.
Doymamış yağ asitleri, kanda kolesterolü düşürmeye yardımcıdırlar ve sağlık için faydalı maddelerdir. Doymuş yağ asitleri ise, kandaki kolasterol miktarını arttırır ve damarlara yapışma özelliği doymamış yağ asitlerinden fazla olduğundan, kalp hastalıklarına sebep olabilirler.
Trans yağlar; sıvı bitki yağlarının hidrojen ile doyurulması sonucu oluşan yağlardır. Kimyasal tanımla; sıvı yağların çoklu bağlarının hidrojenle doyurularak katı hale getirilmesidir.
Makale'nin
MAKALE
Bacillus cereus ve sebep olduğu gıda zehirlenmeleri ile ilgili daha önce bir makale yayınlamıştık. Yine Bacillus cinsine mensup; fakat gıda zehirlenmesinden öte, zoonoz özellikli ve öldürücü Anthrax (Şarbon) enfeksiyonu etkeni Bacillus anthracis hakkında da bilgi vermek istedik.
B. cereus ağırlıklı olarak gıda zehirlenmelerinden sorumluyken, aynı familyaya ait bir tür olan B. anthracis çok farklı ve tehlikeli bir enfeksiyona neden olmaktadır.
Anthrax, Bacillus anthracis tarafından oluşturulan septisemik özelikte akut infeksiyöz bir hastalıktır. Bütün memeli hayvanlarda görülebilir. Bulaşıcı bir hastalık olan Anthrax, aynı zamanda zoonoz bir hastalıktır; yani hayvanlardan insanlara da bulaşabilir. Anthrax’ın halk dilinde bilinen isimleri hayvanlarda “dalak” veya “şarbon”, insanlarda “karaçıban” veya “kasap çıbanı”dır.
B.
Makale'nin
MAKALE
Kaynak Sularında Parametreler:
Fiziksel:
Renk (Pt/Co): 5 birim Bulanıklık (SiO2 veya Jackson birimi): 2 birim
Kimyasal:
Klorür: 40mg/L Sülfat: 40 mg/L
Kalsiyum: 100 mg/L Magnezyum: 30 mg/L
Sodyum: 30 mg/L Potasyum: 10 mg/L
Aluminyum: 0,05 mg/L pH: (6-8) ± 0.
Makale'nin
MAKALE
İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği kapsamında çalışılan parametreler
İçme-Kullanma Suları için:
Escherichia coli (E.coli) TS EN ISO 9308-1
Enterokok (Fekal streptokok) TS EN ISO 7899-2
Koliform bakteri TS EN ISO 9308-1
İçme suları için (imlahanede):
Escherichia coli (E.
Makale'nin
MAKALE
Duyusal Muayene
Etin Rengi:
Soluk, hafif kırmızı ve koyu kırmızı arasında değişebilir. Etin rengi, hayvan türüne göre farklılık gösterebileceği gibi, aynı türe ait hayvanlarda da verilen yeme, hayvanın dişiliğine, erkekliğine, yaşına göre de farklı olabilir. Etin rengi, hemoglobin miktarına bağlıdır.
Kasaplık hayvanların etleri, süt emdikleri devrede az çok beyaz soluk kırmızı renktedir.
Sütle beslenen danaların etleri, hemen hemen altıncı aya kadar beyaz renkte görünürler, bunların yağları da çok beyazdır.
Genç ineklerin ve öküzlerin etleri açık kırmızı renktedir.
Boğaların etleri ise, hemoglobinin fazlalığı dolayısıyla koyu kırmızıdır.
Makale'nin
MAKALE
Su, hayatın devamı için vazgeçilmez olan tek besin maddesidir. Belli bir süre besinsiz kalmak çok büyük problemlere yol açmayabilir; fakat susuz kalan hiç bir canlının yaşaması söz konusu değildir. Yaşamın devamı için bu kadar önemli ve değerli olan suyun kalitesi de varlığı kadar önem arz eder. Kalitesiz ve kirli su kaynakları da canılar için önemli bir sağlık tehdidi oluşturmaktadır.
Geçmişte, su kaynaklarının bolluğu ve temizliği sayesinde çok üzerine düşülmeyen su kalitesi konusu, suya olan ihtiyaç arttıkça ve endüstrileşme ile birlikte bütün su kaynakları kirlenmeye başladıkça gündeme gelmiştir. Öyle ki günümüzde, içme ve kullanma sularının kullanıcılara ulaşmadan önce zararlı olabilecek her türlü etkenden kurtarılması gerekli hale gelmiştir.
Makale'nin