HABERLER
YÖNTEM
Gıdalarda tuz, kimyasal olarak sodyum klorür (NaCl) formda bulunur. Normalitesi belli AgNO3 çözeltisi ile titre edilerek tuz miktarının saptanması ilkesine dayanan yönteme Mohr Yöntemi denir.
Kullanılan Kimyasallar:
0,1 N Gümüş nitrat (AgNO3) çözeltisi
% 5’lik potasyum kromat (K2CrO4) çözeltisi
Yapılışı:
Titrasyon düzeneği hazırlanır. Bürete 0.1 N AgNO3 doldurulur ve "0"ayarı yapılır.
Homojen hale getirilmiş örnekten 10 g erlene tartılır (Eğer örnek sıvıysa, doğrudan 10ml alınarak suyla seyreltilir). Titre edilecek örneğin pH’ı nötr ya da nötre yakın olmalıdır.
1 ml K2CrO4 eklenir
Bürete doldurulmuş 0.1 N AgNO3 ile büret musluğu kontrollü olarak açılıp önce hızlı sonra yavaş damlalar hâlinde çalkalayarak titrasyon yapılır.
0.
Makale'nin
YÖNTEM
Bu analiz, çikolata örneklerinde yağsız kakao kitlesi analizi yapmak için kullanılır.
Analizin prensibi, Spektrofotometrik yolla, numunede teobromin miktarı tayiniyle, teobromin miktarından yağsız kakao kitlesinin hesaplanması esasına dayanmaktadır.
Malzemeler:
Kurşun asetat çözeltisi
Sodyum bi karbonat (NaHCO3)
Hidroklorik asit çözeltisi, % 10 luk
Ölçülü balon
Katlı filtre kağıdı
Erlen Pipet
Kaynama tası
UV Spektrofotometre, 1 cm ışık yollu, 250 nm ve daha yüksek dalga boyunda okuma yapabilen
Genel laboratuvar araç ve gereçleri
Kurşun asetat çözeltisinin hazırlanması: Kurşun asetat çözeltisi, kaynamakta olan 350 ml su içinde 115gr kurşun asetat Pb(CH3COO)2.3H2O çözülür ve yavaş yavaş karıştırılarak üzerine 60gr kurşun oksit ilave edilir.
Makale'nin
MAKALE
Şeker, günlük hayatımızda tüketmekten keyif aldığımız hemen her gıdanın içerisinde doğal veya yapay olarak bulunmaktadır. İnsan vücudunun temel ihtiyaçlarından karbonhidratların sağlanabilmesi için şeker tüketimi gerekmektedir.
Metabolizmanın işleyişinde karbonhidratlar, vücudun enerji kaynakları arasında ilk sıradadır. Şekerler, verdikleri güzel tat sayesinde, insanların en çok severek tükettikleri gıdalarda kullanılmaktadır. Tüm besin maddelerinde olduğu gibi, şekerleri de kararında tüketmek önemlidir. Aşırı veya gereğinden az şeker tüketimi, metabolik ve sistemik rahatsızlıklara yol açabilir.
Doğal olarak tükettiğimiz pek çok gıdanın, sebze ve meyvelerin içerisinde belli miktarlarda şeker bulunmaktadır. Yine endüstriyel olarak üretilen gıdaların da bir çoğunun içerisine şeker katılmaktadır.
Makale'nin
YÖNTEM
Listeria monocytogenes (L. monocytogenes), insan ve hayvanlarda değişik enfeksiyonlar meydana getiren, gram pozitif, tekli veya kısa zincir formunda, çomak şeklinde, hareketli (18-26°C’de), sporsuz ve kapsülsüz bir bakteridir.
Son derece dayanıklı ve 4°C (buzdolabı sıcaklığı) - 37°C (vücut sıcaklığı) aralığında rahatlıkla üreyebilir. Düşük sıcaklıklarda üreme yeteneği bakterinin dondurulmuş gıdalarda çoğalmasına imkan verir.
Listeriosis, L. monocytogenes'in sebep olduğu genel hastalık grubuna verilen isimdir.İnsanlarda menenjit, septisemi, konjonktivit, deri ve mukoza lokasyonları ve kan tablosunda monositoz görülebilir. Bununla birlikte, listeriosis hastalığının asıl öldürücü etkisi, sinir sistemine sıçraması sonucunda yol açtığı menenjit ile gözlenir.
Makale'nin
YÖNTEM
Kayısı meyvesi, dünyanın hemen her yerinde yetişebilse de, daha çok Akdeniz’e yakın olan ülkelerde, Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Afrika kıtalarına yayılmış ve burada yetişme alanları bulmuştur. Dünya yaş kayısı üretiminde Türkiye birinci sıradadır. Üretimin %10-15’i Türkiye’de yapılmaktadır. Türkiye’de kayısı üretimi Malatya, Elazığ, Erzincan bölgesi ,Kars, Iğdır bölgesi, Akdeniz (Mersin, Mut, Antakya) bölgesi,Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi ,İç Anadolu Bölgesi’nde yapılmakla birlikte, bu iller arasında birinci sırayı Malatya almaktadır.
Kayısı lezzetli ve her yaştan insanın severek tükettiği bir meyve olmakla birlikte, hasat döneminin kısa olması ve taze kayısının çabuk bozulması nedeniyle kayısı daha çok kurutularak veya işlenerek değerlendirilmektedir.
Makale'nin
MAKALE
Çevre ve Orman Bakanlığı “Denizlerde Kurulan Balık Yetiştiriciliği Tesislerinin İzlenmesine İlişkin Tebliğ” uyarınca, yetiştiricilik tesislerinin yaptırmakla yükümlü oldukları, kontrol amaçlı bazı analizler vardır. Bu analiz parametreleri, pH, AKM, Secchi Diski derinliği, tuzluluk, sıcaklık, çözünmüş oksijen, amonyum azotu, toplam azot, toplam fosfor, klorofil-a, toplam organik karbondur. Tüm bu parametrelere ilave olarak, alandaki bentik flora ve fauna türleri ile birlikte, Beggiatoa bakterilerinin dağılımı da tespit edilmelidir.
Bu Tebliğin 6 ncı maddesinde belirtilen parametrelerle ilgili ölçüm ve analizler Çevre ve Orman Bakanlığı’nca yetki verilen üniversiteler ile özel veya kamu kurum ve kuruluş laboratuvarlarında yapılır.
Balık çiftliklerinden atılan organik yük, yenmemiş yemler ve dışkılardan oluşur.
Makale'nin
MAKALE
Gıdalardaki yağlar veya daha bilimsel bir ifadeyle onların yağ asitleri başlıca üç çesit yağ asidinden olusmaktadır:
· Doymus yağ asitleri: Belrli miktarda hidrojen atomu ile doyurulmuş yağ asitleridir.
· Tekli doymamış yağ asitleri: Yağ asidinin bir çift hidrojen atomu eksiktir.
· Çoklu doymamış yağ asitleri: Yağ asidinin bir çiftten fazla hidrojen atomu eksiktir.
Doymamış yağ asitleri, kanda kolesterolü düşürmeye yardımcıdırlar ve sağlık için faydalı maddelerdir. Doymuş yağ asitleri ise, kandaki kolasterol miktarını arttırır ve damarlara yapışma özelliği doymamış yağ asitlerinden fazla olduğundan, kalp hastalıklarına sebep olabilirler.
Trans yağlar; sıvı bitki yağlarının hidrojen ile doyurulması sonucu oluşan yağlardır. Kimyasal tanımla; sıvı yağların çoklu bağlarının hidrojenle doyurularak katı hale getirilmesidir.
Makale'nin
YÖNTEM
Pekmez üzüm, meyvelerin ezilerek kaynatılması ile üretilen yoğun, tatlı bir şuruptur.
Ülkemizde pekmez geleneksel yollarla veya teknolojik olarak üzüm, dut, andız, incir, harnup, elma, armut, şekerpancarı, tatlı sorgum, kavun ve karpuz gibi meyvelerden üretilmekte olup pekmezler yapıldığı meyvenin ismiyle adlandırılır.
Pekmez, içerdiği mineraller ve iyi bir enerji kaynağı olması sebebiyle son derece besleyicidir. Çinko, demir, fosfor, potasyum ve bakır mineralleri içermektedir. Özellikle demir açısından oldukca zengindir. Aynı zamanda özellikle B6 vitamini açısından da pekmez iyi bir kaynaktır.
Pekmezin Faydaları:
• Kış aylarında yaygın olarak tüketilen pekmez, demir, kalsiyum ve potasyum mineralleri bakımından çok zengindir. Ayrıca, kemik gelişimi yanında kansızlığı, halsizliği, zayıflığı ve ishali tedavi edici özelliği vardır.
Makale'nin
YÖNTEM
Rop, toprak kökenli olan Bacillus subtilis suşlarının gelişmesi ile ekmeklerde görülen bir bozukluktur. Ancak Bacillus subtilis, B. licheniformis, B. megaterium, B. pumilus ve B. Cereus gibi diğer Bacillus cinsi bakterilerin de rope oluşumuna neden olduğu belirtilmektedir.
Eski literatürde B. mesentericus olarak da adlandırılan bu bakteri, toprak kökenlidir ve çoğunlukla buğday tanesinin dış kısmında yerleşir. B. subtilis sporları, özellikle büyük somun ekmeklerin orta noktalarında, pişirme sıcaklıklarına dayanabilmektedirler. Ekmekler soğuduğu zaman bakteri sporları çimlenir ve gelişir. 0,95 su aktivitesi düzeyi, rop sporlarının gelişebilmesi için yeterlidir. Bakteri sporlarının uygun koşullarda gelişmesi sonucunda, ekmek unundaki nişasta ve protein hidrolize olur ve üründe başlangıçta tatlı, olgun ananas veya kavunu andıran meyvemsi bir koku ortaya çıkar.
Makale'nin
MAKALE
Bacillus cereus ve sebep olduğu gıda zehirlenmeleri ile ilgili daha önce bir makale yayınlamıştık. Yine Bacillus cinsine mensup; fakat gıda zehirlenmesinden öte, zoonoz özellikli ve öldürücü Anthrax (Şarbon) enfeksiyonu etkeni Bacillus anthracis hakkında da bilgi vermek istedik.
B. cereus ağırlıklı olarak gıda zehirlenmelerinden sorumluyken, aynı familyaya ait bir tür olan B. anthracis çok farklı ve tehlikeli bir enfeksiyona neden olmaktadır.
Anthrax, Bacillus anthracis tarafından oluşturulan septisemik özelikte akut infeksiyöz bir hastalıktır. Bütün memeli hayvanlarda görülebilir. Bulaşıcı bir hastalık olan Anthrax, aynı zamanda zoonoz bir hastalıktır; yani hayvanlardan insanlara da bulaşabilir. Anthrax’ın halk dilinde bilinen isimleri hayvanlarda “dalak” veya “şarbon”, insanlarda “karaçıban” veya “kasap çıbanı”dır.
B.
Makale'nin
YÖNTEM
Gıda kodeksinde yapılan son değişiklikler ile birlikte, Staphylococcus aureus bakterisinin yerini koagulaz pozitif stafilokokların aldığını görmekteyiz. Daha önceki makalelerimizde S. Aureus’dan bahsetmiştik. Bu konu ile ilgili gelen soruların çokluğu sebebiyle, koagulaz pozitif stafilokoklar ve gıdalarda tanımlanması ile ilgili yeni bir makale yayınlama ihtiyacı hissediyoruz.
Gıda mikrobiyolojisi analizlerinde Staphylococcus denildiği zaman S. aureus anlaşılmaktadır. Stafilokoklar, Micrococcaceae familyasına mensuplardır. S. aureus gram pozitif, yuvarlak, sporsuz, hareketsiz, katalaz pozitif, koagulaz pozitif bir bakteridir. Mikroskop altında, üzüm salkımı görüntüsü ile karakterize olan bu bakteriler, tekli, ikişerli veya daha fazla sayıda düzensiz kümeleşme de gösterebilirler.
Stafilokoklar, fırsatçı patojenlerdir.
Makale'nin
MAKALE
İnsan organizması çok sayıda birimlerden kurulmuştur. Bu birimlerin uyum içinde çalışmaları birimler arasındaki iletişime bağlıdır. Vücudumuzda başlıca iki iletişim sistemi vardır. Bunlardan ilki ve en hızlı olanı "sinir sistemi" ikincisi ve daha yavaş olanı da "hormonlar sistemi" dir. Hormonlar "iç salgı bezi" denilen özel organlardan salgılanırlar. Vücudumuzda değişik özelliklerde hormonlar salgılayan onlarca bez bulunmaktadır. Tüm bu bezler biz hiç farkında olmadan bizi hayata hazırlamak ve hayatımızı sürdürmek için sürekli çalışırlar. Hormonlar vücudumuzun gizli patronlarıdır. Boyumuz, ağırlığımız gibi dış görünüşümüzde, ruhsal dengemizde, fiziksel aktivitelerimizde, organlarımızın çalışmasında etkileri büyüktür.
Makale'nin